31 Temmuz 2009 Cuma

Nizamettin Mollasalihoğlu-Yazı

.
.
Sen seni bil sen seni…
.
Dağlar arasında sıkışıp kalan Karadeniz insanı, moral ve motivasyonunu mizah yoluyla halleder.
Mizah, Karadeniz insanının doktorudur.
Bu yüzden Temel gibi profesyonel mizahi özelliği olanları da el üstünde tutarlar...
Mukallit olan bu karakterlerle söz yarışında baş etmek oldukça zordur.
Karadeniz insanı, söz düellosu için bu tür komik insanları karşı karşıya getirmede de oldukça mahirdir.
Karagöz -Hacivat misali diyaloglar kahve ve köy meydanlarında izleyenlerin neşe kaynağı olur.
Demokrat ve Halk Partisi’nden başka partinin olmadığı bir dönemdi…
Sağ-sol ve parti tartışmaları genelde bu iki parti üzerinde yoğunlaşırdı.
Halk Partililiğiyle tanınan Çolak İsmail, Güneşli bir günde tarlada çalışmış ve yorulmuştur.
Çalıştığı tarlaya yakın kahveye gidip yorgunluk çayı içmeyi düşünür.
Oldukça kalabalık kahveye gelince selam verir ve bir köşeye geçip oturarak konuşulanları dinlemeye başlar.
Demokrat partililiğiyle tanınan kel Dursun, Çolak İsmail’in gelişini fırsat bilir ve, “Uşaklar bu gün tarlada çalışırken bütün fasulyelerin sağdan sardığını (Fasulyeler kuzey yarımkürede sağdan, güney yarımkürede soldan sarar) gördüm. Hakikaten uşaklar, bu sol iyi bir şey olsaydı fasulyeler soldan sarardı” der.
Bu söylem karşısında çok rahatsızlık hisseden çolak İsmail, “eğer doğruysa” düşüncesiyle cevap vermemeyi tercih eder.
Dolaysıyla işin aslını öğrenmek için masadan kalkan çolak İsmail’e kel Dursun, “İsmail, çayını içmeden nereye gidiyorsun?”diye sorar.
Yapmak istediğini çaktırmamak için, “Dursun, bir şey unuttum eve gitmem gerek. Gelince çayı içerim” der.
Tarlanın dibinden girip başından çıkan çolak İsmail, “gerçektende tüm fasulyeler sağdan sarıyor” diye kendi kendine mırıldanır.
Ama karizma icabı bu lafın altında kalmaması gerektiğini düşünür.
Kahveye geri döner ve yerine oturarak çayını yudumlamaya başlar.
Konunun tekrar açılmayacağını fark eden çolak İsmail, “Dursun bey, demin anlattığınızı tam anlayamadım, aklım başka yerdeydi” der.
“He İsmail, yalan mı, fasulye sağdan sarmaz mı?” diye sorması ve konunun tekrar gündeme gelmesi çolak İsmail için kaçırılmayacak fırsat olur.
“Ula Dursun, söyle bana bakayım, imanın nerendedir?”
Kel Dursun, “neremde olacak, kalbimdedir” diye cevap verir.
Çolak İsmail, “peki kalbin sağında mı, solunda mıdır?” diye sorar.
Kel Dursun, “solumda” der.
Çolak İsmail, “Dursun, o zaman sen ne biçim sağcısın, imanına niye sahip çıkmıyorsun” diye cevap verir.
İlle de kendini ve fikrini haklı çıkarmak için olup olmayacak şeyleri gerçekmiş gibi gündeme getirmeye çalışan kel Dursun, bu cevap karşısında somurturken kahvedekilerin tamamı (sağcısı, solcusuyla) kahkahalarla gülerler.
.
Nizamettin Mollasalihoğlu